16 Mayıs günü İsveç Hükümeti, İsveç’in NATO üyeliğine başvurması yönünde bir karar almıştır. Bu tarihi karar, İsveç Hükümeti’nin İsveç Parlamentosu’nda yer alan diğer partileri de katılmaları üzere davet ettiği ve sonuçları 13 Mayıs günü yayınlanan bir raporda açıklanan bir güvenlik değerlendirmesine dayanmaktadır. İsveç Hükümeti, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından köklü bir değişikliğe uğrayan güvenlik durumu göz önünde bulundurulduğunda İsveç’in güvenliğini korumanın en iyi yolunun NATO üyeliği olduğu değerlendirmesinde bulunmaktadır. Bu doğrultuda İsveç ve Finlandiya NATO’ya katılmak amacıyla resmi başvuru mektuplarını 18 Mayıs günü eş zamanlı olarak teslim etmişlerdir. 28 Haziran günü Madrid’de düzenlenen NATO zirvesinde İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasında üçlü bir mutabakat imzalanmış ve uygulamaya geçirilmiştir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil olmasına ilişkin Katılım Protokolleri ise 5 Temmuz tarihinde tüm NATO ülkeleri tarafından imzalanmıştır. İmza, NATO mensubu ülkelerin söz konusu Protokolü onay sürecine geçebilecekleri anlamına gelmektedir.
Bir NATO üyesi olarak İsveç, NATO’nun terörle mücadele politikasına tamamen bağlı kalacak ve bu çabaların aktif bir parçası olacaktır. NATO’nun yakın bir ortağı olması nedeniyle İsveç, NATO’nun terörle mücadele konusundaki teknik çalışma gruplarına halihazırda katılmakta olup Birleşmiş Milletler, DAEŞ’e Karşı Küresel Koalisyon ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi NATO’nun da dahil olduğu terörle mücadele alanındaki uluslararası çabalar kapsamında da aktif rol üstlenmektedir.
İsveç, tüm biçimleri ve tezahürleriyle teröre karşı mücadele edilmesi gerektiğine dair taahhüdüne tereddütsüz bir biçimde bağlıdır. İsveç, PKK gibi terör örgütlerine hiçbir zaman maddi ve manevi destek sağlamamıştır.
İsveç’in Suriye’deki devlet-dışı askeri gruplara tanksavar silahları ihraç ettiği yönünde gerçeği yansıtmayan bazı yayınların olduğu görülmektedir. İsveç, bu tür gruplara tanksavar silahları veya farklı türde herhangi bir askeri teçhizat ihraç etmemiştir.
İsveç’in Suriye’nin kuzeydoğusundaki siyasi ve askeri yapılara mali destek verdiği yönündeki iddialar da gerçeği yansıtmamaktadır. İsveç bu yapılara herhangi bir mali veya askeri destek sağlamamaktadır.
İsveç, Suriye’de yaşanan krize yanıt çerçevesinde bölgesel bir stratejiye sahiptir ve söz konusu stratejinin amacı Suriye’nin her kesimindeki Suriyeli nüfusu, Suriyeli mültecileri ve Ürdün ve Lübnan gibi komşu ülkelerdeki ev sahibi toplulukları desteklemektir. 2016-2023 yıllarını kapsayan 7 yıllık bir dönemin tamamı için sağlanması öngörülen destek yaklaşık olarak 376 milyon ABD dolarına tekabül etmektedir. Söz konusu maddi kaynaklar su ve arıtım, geçim kaynakları oluşturma, eğitim, engellilerin rehabilitasyonu ve basın özgürlüğü ve sivil topluma destek gibi alanlarda sürdürülebilir yaşam koşulları yaratmayı amaçlamaktadır. İsveç, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan siyasi veya askeri yapılara herhangi bir kaynak sağlamamaktadır.